Kronik Böbrek Hastaları Hamile Kalabilir mi

Kronik Böbrek Hastaları Hamile Kalabilir mi

Kronik böbrek hastalığı, diyaliz tedavisi ve gebelik

Kronik böbrek hastası ve diyaliz tedavisi gören böbrek hastalarında genellikle her ay adet dönemlerinde yumurta atma işlemi gerçekleşmez. Kronik böbrek yetmezliği olan ve diyaliz tedavisi gören kadınlarda gebeliklerin çoğu erken dönem düşük ile sonlanır. Kronik diyaliz tedavisi gören kadınlarda gebelik % 1-7 oranında olduğu bilinmektedir. Kronik diyaliz tedavisi gören kadınların gebeliklerinin % 30-50'sinde canlı doğum gerçekleşmektedir.

Kronik böbrek yetmezliği bulunan anne adaylarında, yüksek tansiyon, erken doğum, bebeğin gelişiminde gerilik ve bebek ölümleri nedeni ile bu gebelerin takibi daha sık ve daha dikkatli yapılmalıdır. Hamilelik döneminde gebeliğe ait sorunlar nedeni ile hastalığın seyri daha da artar. Bu hamilelerde bebeğin bulguları da yeterli değil ise tedavisinin uygun şekilde yürütülmesi önemlidir. Normalde kronik böbrek yetmezliği olan kadınlarda hamile kalmak daha zor olmasına rağmen diyaliz tedavisi görenlerde hamile kalma şansı daha yüksektir. Diyaliz tedavisi görürken hamile kalanların diyaliz tedavisi sürdürülür.

Kronik böbrek hastası ve diyaliz tedavisi gören kadınlarda doğum

Diyaliz tedavisi uygulanan kadınlarda ilk başarılı doğumu Confortini ve arkadaşları 1971'de rapor etmişlerdir.

Diyaliz uygulamalarındaki iyileşmeler, doğum uzmanlarının bu konuda deneyimlerinin olması ve zamanından önce doğan yeni doğan merkezlerinin eskisine oranla gelişmiş olması sonucu bu bebeklerde sağ kalım oranları artmıştır.

Gestasyonel süre ortalama 32 haftadır. Doğum ağırlıkları genellikle 2000 gramın altında olmasına rağmen gestasyonel yaş ile uyumlu olduğu ve intrauterin büyümenin normal populasyondan çok farklı olmadığı görülmüştür. Zarların erken açılması riski olduğu için, diyaliz hastalarında en sık uygulanan doğum yöntemi sezaryen doğumdur.

Gebelik (hamilelik) ve diyaliz tedavisi

Kronik böbrek hastalığı olan kadınlarda renal replasman tedavisi (diyaliz tedavisi) başlamadan önce gebelik olabilir. Renal replasman tedavisinden önce hamilelik oluşmuş ise bebek sağ kalım oranının daha yüksek (% 74/ 40) gibi olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte son zamanlarda çıkarılan yayınlara göre kadınların genelinde renal replasman tedavisi başladıktan sonra gebeliğin oluştuğu bildirilmektedir.

Gebelik döneminde hemodiyaliz ve periton diyaliz tedavisi

Hemodiyaliz hastalarında başarılı hamilelik takibi yapılabildiği gibi, aynı şekilde kronik periton diyalizi hastalarında da başarılı gebelikler bildirilmektedir. Periton diyaliz hastalarında hamilelik hemodiyaliz hastalarına oranla 2-3 kat daha az rastlanmaktadır.

Periton diyalizinde diyalizat ve/veya peritonit ataklarına bağlı yapışıklıklar gebelik oluşumunu olumsuz yönde etkiler. Bunun yanı sıra periton diyalizinde kararlı kardiyovasküler ve metabolik düzeyler, antikoagülan (kan sulandırıcı ilaç) kullanılmaması ve daha yüksek hemoglobin düzeyleri avantaj oluşturmaktadır.

Bazı çalışmaların sonuçlarına göre, gebelikte meydana gelen akut böbrek yetmezliğinde tedavi seçeneği olarak periton diyalizinin hemodiyalize göre üstün olduğu öne sürülmektedir. Fakat periton diyalizi gebelerde kusma ve yeterli beslenmeme sorununu arttırabilir. Periton diyalizi hamilelerde peritondan sürekli protein kaybının yanı sıra glukoz absorbsiyonu ve abdominal şişkinlik nedeni ile iştah azalmasına bağlı hipoalbuminemiye neden olabilir. Ayrıca abdominal kateter hattından sızmaya bağlı labial ödeme yol açacağına dair bilgiler vardır.

Fakat daha az preeklampsi, hipotansiyon ve yüksek doğum oranları gibi hemodiyaliz tedavisine göre daha avantajlı yönlerine rağmen, preterm doğum (erken doğum) oranları daha yüksektir. Periton diyaliz tedavisi gören hamilelerde gebeliğin ilerlemesi sonucu sıvı alışverişinde sıkıntı, peritonit gelişme riski gibi problemler oluşabilir. Sonuç olarak gebelikte periton diyaliz ile hemodiyaliz tedavilerinin birbirlerine aşikar bir üstünlükleri görülmemiştir. Bu nedenle gebe kalındıktan sonra diyaliz yöntemini değiştirmeye gerek duyulmamaktadır.

Hemodiyaliz tedavisinde gebelik takibi nasıl yapılır?

Yapılan çalışmalarda diyaliz seans sayısını arttırmanın gebelik süresinin uzamasına bunun sonucu olarak daha iyi bebek ağırlığına ve sağ kalım oranlarının artmasına katkı sağladığı gözlenmiştir. Hamile kadınların haftalık ortalama diyaliz gereksinimi 16-24 saat arasındadır. Daha sık yapılan diyalizin annenin volüm değişikliklerini en aza indirdiği ve böylece polihidroamnios riskini ve düşük doğum ağırlık riskini azalttığı düşünülmektedir.

Hemodiyaliz tedavisi takibinde gebenin beslenme dengesi, diyaliz seanslarında UF oranının gebelik ağırlığına göre ayarlanması, gebelikte oluşabilecek alkali ve durumundan kaçınmalı ve diyalizat bikarbonat konsantrasyonu değerlerinin uygun olması, kalsiyum değerlerinin dengede korunması, hipokalsemiden ve hiperkalsemiden kaçınılması, vitamin D plasentada aktif hale çevrilmeye başladığı zaman PTH, Ca ve P seviyeleri yakından izlenmeli, hamilelikte sık diyaliz uygulanmasına bağlı hipokalemi için önlem alınması, protein alımının dengede tutulması, folik asit takviyesinin ayarlanması, eritropoetin ve demir preparatlarının ayarlanması, preeklampsi riskini önleme gibi hamilelikte takip süreci sürdürülür.

Hamilelikte diyaliz sürecini yönetirken nefrolog, kadın doğum uzmanı, diyaliz ünitesi personeli ve yeni doğan uzmanları arasında dengeli ve düzenli ekip çalışması gereklidir. Her şeye rağmen kronik böbrek hastaları uygun olmadığı sürece hamilelik planı yapmamalıdır.
back to top